Ateş Çemberinde: Askeri Sosyal Hizmet

4

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde barındırdığı personellerle birlikte sınırlarımızın koruyucusu ve güvenimizin teminatı olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri, dış tehditler, sınır güvenliği, sınır ötesi operasyonları, terörle mücadele, ülkenin bağımsız bütünlüğünü koruyan ilk birimdir. Türk Silahlı Kuvvetleri kuruluş tarihi olarak Hun İmparatoru Mete Han’ın tahta geçtiği yıl olan M.Ö. 209 tarihini referans almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde barındırdığı personel sayısı ile (55.000) üyesi olduğu NATO’nun en büyük 2. ordusu, Dünya’nın en büyük 8. ordusudur.

Türk Silahlı Kuvvetleri son 40 yıllık süreçte çeşitli terör örgütü faaliyetlerini durdurabilmek ve önleyebilmek adına Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu başta olmak üzere, sınır ötesi Suriye, Irak gibi siyasal dengelerin çökmüş olduğu ülkelere sığınan terör örgütlerine çeşitli operasyonlar düzenleyerek Türkiye’nin bağımsızlığı ve bütünlüğünü korumaya yönelik operasyonlarını arttırmıştır.

Askeri ortamların katı disiplini, yorucu ve sosyal ortamdan izole bir yaşayışın olması, askerlerin ailelerinden, eşlerinden, çocuklarından uzak olmaları, kendilerini yalnız hissetmeleri, ölüm tehlikesi, silahlı çatışmaya girilmesi, silahlı çatışmada bir arkadaşını kaybetmesi, silahlı çatışma sonucunda fiziksel zarar görmeleri, travmatik bir olayın tekrarlanması, aile yakınlarına dair olumsuz bir haber alınması gibi sebeplerden dolayı kimi askerlerde intihar düşüncesi gelişebilmektedir. 2009-2012 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan askerlerden 252 tanesi intihar ederek yaşamına son vermiştir. Psikologlar, psikolojik danışmanlar bireylerin kendisiyle ve yaşanılan olay üzerinden yorumlamalar yapabilirken özellikle askeri sosyal hizmetin başkenti olan Amerika Birleşik Devletlerinde bu durum sosyal hizmet uzmanlarının da yardımıyla askerlerin her yönüyle değerlendirilmelerine olanak sağlamaktadır. Dünya’nın hemen her kıtasında en az bir askeri üs bölgesi bulunan, Dünya’nın süper güç diye tanımladığı Amerika Birleşik Devletleri sosyal hizmetin sadece belirli kamu kurumları veya sivil toplum örgütlerinde değil aynı zamanda ülkeleri için gerektiği takdirde en temel hakları olan yaşam haklarından vazgeçebilecek askerlerin yer aldığı askeri alanlarda da olması gerektiğini düşündüğü aşikardır. Amerika Birleşik Devletleri, 20. Yüzyılın başından itibaren tarih sahnesinde kendine bir yer edinmiş ve her iki Dünya Savaşında da boy göstermiştir. Amerika Birleşik Devletlerinin I. Dünya Savaşına katılmasıyla birlikte Amerikan Kızıl Haç bünyesinde çalışan sosyal hizmet uzmanları sayesinde askeri alanda ilk defa sosyal hizmet uygulaması askerlere sunulmuştur. [1]

Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri sosyal hizmet uygulaması ile yukarıda saydığımız askerlerin yaşayabileceği problemler ve her türlü ruhsal, sosyal, psikolojik ve iyilik halini olumsuz yönde etkileyen problemlerle alakalı daha hızlı ve kesin çözümler alabilmek adına askeri sosyal hizmetin bir gereklilik olduğu açıktır. Sosyal hizmet uzmanları, sahip oldukları bütüncül bakış açısı, çevresi içinde birey anlayışı ile askerlerin yaşadıkları sorunların kesin çözümüne dair diğer meslek elemanları ile işbirliği yaparak, askerlerin üstün yararı korunmuş olacaktır.

Ülkemize baktığımız zaman ne yazık ki askeri sosyal hizmet uygulamasının varlığını yoktur. Askeri sosyal hizmet uygulamasının da olması gereken RDM ve PDRM birimleri ile personeline ruhsal ve psikolojik destek sağlanmaktadır.

 Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde sahip olduğu personelin fiziksel ve ruhsal yönden sağlıklı olabilmeleri, iyilik hallerini arttırabilmek adına çeşitli birimler kurmuştur. (RDM ve PDRM) RDM, ‘’Rehabilitasyon Danışma Merkezi’’ ve PDRM, ‘’Psikoloji Danışma Rehabilitasyon Merkezi’’ olarak iki farklı birimde bu hizmetleri personeline vermektedir.  Bu birimlerde çalışan Psikolog ve Psikolojik Danışmanlar askerlerin ruhsal sorunlarına yönelik gerekli tedavinin yapılmasını ve ilgili birimlere sevkini sağlamaktadırlar.

Psikologlar ve psikolojik danışmanlar her ne kadar askeri personelin ruhsal yönden yaşadığı sorunları anlamlandırmada ve tedavisini yapabilme konusunda yeterliliğe sahip olsalar da askeri personelin yaşadıkları problemler tek taraflı veya sadece ruhsal nedenlerle kaynaklanan problemler değildir. Her birey çevresi ile vardır, çevresinden etkilenir ve çevresini etkiler. Bu bakış açısı doğrultusunda bireylerin problemlerinin tek taraflı olduğunu düşünmek yanlıştır. Sosyal hizmet uzmanları tam da bu noktada devreye girerek, psikolog ve psikolojik danışmanlarla örgütlü bir şekilde askeri personelle çalışmalar, grup terapileri yaparak askeri personelin yaşadığı problemin çözümüne dair daha kesin ve hızlı sonuçlar alabileceklerdir. Bu durum askeriyelerde intiharın vücut bütünlüğüne zarar verme gibi yaşam hakkına alenen tehdit oluşturabilecek eylemlerin önüne geçebilecektir. Ülkemizin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü koruyabilmek için canla başla mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve bu şanlı kurumun personeline de hakları olan hizmeti verebilmek dileğiyle.

[1] Şahin, Fatih. Sakarya, Hakan. ‘’Silahlı Kuvvetlerde Sosyal Hizmetin Tarihi, Gelişimi ve İşlevleri’’ Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 20.1  (2018): 81-98

4 Yorumlar
  1. Furkan CANLI diyor

    Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgiler.

  2. Ömer faruk kurt diyor

    Umarım hem sivil hem askeri alanda insanların ruh sağlığına verilen önem ve bu sağlığı korumayı sağlayan insanlara gerekli önemler arttırılır. Elinize sağlık

  3. İsmail diyor

    Çok başrılı buldum. Tebrikler

  4. Sahavet diyor

    Başarılarının devamını diliyorum çok faydalı ve güzel bir yazı olmuş

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.