“Siyah (Black)” Filmi Üzerine Değerlendirmeler

1

2005 Hint yapımı film / Dram türü 123 dk

Yönetmen: Sangay Leela Bhunsali

Senaryo: Görme ve İşitme engelli bir kızın hayat mücadelesi

Oyuncular: Rani Mukherjee, Amitabh Bachchan, Ayesha Kapoor,Nandana Sen.

Black çoğu insanın izlediği bazılarınsa hiç bilmediği bir hint filmidir. Türkiye’de “Benim Dünyam “adlı film olarak geçmektedir. Black görme ve işitme engelli Michelle Mcrally’in hayatını anlatıyor. Filmin konusu verdiği hayat mücadelesi ile bilinen Helen Keller‘in otobiyografisinden esinlenmiştir.

 FİLMİN KONUSU

Film engelli bir bireyin hayata sıkıca sarılıp  verdiği mücadeleyi, öğretmenin desteğini ve ailenin tutumunu esas alıyor.  Bu konuları işlerkende birçok sosyal mesaj içeriyor. Biz insanlar hayata gelirken  belli başlı kıstaslara sorunsuz sahip olabiliyorsak bu durumun yokluğunu hiç bilmeden hayatımızı sürdürmek zor olmaz. Ancak bir gün istenmeyen bir durum  karşısında bize verilenler elimizde alınsa  nasıl hissederiz acaba ? İşte bu yaşanmış hayat hikayesi  tam olarak insanın hayata gelirken ve veda ederken ki verdiği mücadeleyi anlatıyor.  Michell hayata gelirken kendi tabiriyle belirttiği  “Karanlık dünyasına ” öğretmen Devraj ise “hiç bilmediği alzheimer hastalığına” yakalanmaktadır. Hayat sadece alışılmış olanlar üzerine kurulu değildir. Bir an gelir hiç bilmediğimiz yolların yolcusu olarak buluruz  kendimizi.

KARAKTER ANALİZİ 

Michell: Başrol karakter belkide edebiyat kaynaklarının bu konu üzerine yazacağı binlerce fikir vardır. Çünkü michell karakteri filmde azmin ve sabrın vücut bulmuş hali adeta.  Karakter “ilk adımın önemine vurgu yapıyor.  Derin bir karanlıkta bir ışık bulma pesindedir.Peki bu ışığa ulaşmak için ne gerekir ? Michell zorluklar karşısında dik durabilmiştir. Ama unutulmamalıdır ki her kararın bir bedeli vardır ve bu kolay değildir.

Gözler dünyamızın  gerçek dünyaya uzanan pencereleridir. Kulak ise  dünyanın ritmini hissedendir. Adeta bizi gerçek dünyaya bağlayan bu duygularımızı hiç keşfetmeden kaybetmek mi zor, yoksa keşfettikten sonra kaybetmek mi ? Tam olarak bu bilinmeyen durumu bu sefer ailenin gözünden görüyoruz. Ailenin davranış ve düşünce şekillerini görme fırsatı yakalıyoruz. Buda filmin boyutsal olarak iyi yapılmasından kaynaklanıyor. Michell karakteri güçlü bir karakter bilginin en büyük ışık olduğunu düşünüyor.  Ve bu konuda onu haklı çıkaran öğretmen Debraj hikayeye dahil oluyor.

Debraj( öğretmen):  Michel’in öğretmeni. Hayatını görme ve işitme engelli çocuklara adamıştır. O yüzden bu hassas gruba nasıl yaklaşacağını  bilen biri. Michell’in en büyük şansı diyebiliriz. Filmde bazen ” böyle bir şey olur mu ” dediğimiz sahneler var. Özellikle ilk tanışma ikisi içinde zordu. Ama Debraj baskın bir karakter ve onun dünyasında imkansız diye bir kavram yok. Michell onun en iyi öğrencisi olacaktır. Ve bunu henüz ikiside bilmemektedir. Karakterin duygusal yönünün ağır baştığını ilerleyen süreçlerde görüyoruz. Zaten genelde böyle olur savunma duvarı güçlü olan insanlar duygusal olurlar.  Debraj aynı zamanda inatçı ve iradelidir. Ebeveynlere karşı olan tutumundan  gözü kara biri olduğu ama bunu sergilerken pişman olmadığını açıkça görebiliriz.  Filmde bazen bu karakter için “kaba” kavramı aklımıza gelsede bunu ilerleyen sahnelerde hoş karşılayacağız.

Paul (Baba): Filmde Paul (baba)  Michell’i ihmal ettiğini hatta haksızlık yaptığını görmekteyiz. Karakter sinirli ve kararlıdır. Hatta kızını en çok anlayamayan kişi de diyebiliriz. Ama bunu kasıtlı olarak değilde ” ne yapacağını “bilemiyor” kategorisinde almak daha doğru olacaktır.  Baba çoğu insanın vereceği tepkileri vermektedir. Öfke empati kuramama, iletişim sorunu,sevgisini gösterememe vb. durumlar. Bazen ördüğümüz savunma duvarları esas görmemiz gereken durumları engelleyebilir. Anlamak çok başka bir boyuttur. Değişmenizi gerektirecek bir durumdur.

Catherina (Anne):  Öğretmen Debrajdan sonra Michell’in ikinci şans meleğidir. Onu anlamaya çalışan, inanan ve ona hep destekçi olan kişi. Filmde bizi “sevgi ve güven temalarını” en iyi hissettiren karakter annedir.  Anne Michel’i sarıp sarmalamaktadır. Hatta işaret dilini kullanarak anneyi temsilen yanağını dokunmaktadır. Bu filmin en güzel detaylarından biridir.

Sara (Kız kardeş): Engelli bir bireyin ailede bulunması sadece o kişiyi etkilemez. Aile bir bütündür ve bu bir döngüyü olusturur. Bir tarafı güçlendirirken diğer tarafı ihmal etmek halkayı zayıflatacaktır ve bu durumda halka dengesiz bir hal alacaktır. Her ne kadar zayıf kısım Michell görünsede ebeveynlerin tüm destekleri Michell üzerindeydi. Bu yüzden sara istemli ya da istemsizce ihmal edilmekteydi. Ebeveynler bu süreçte hassas olan michell ile ilgilenirken zorlanabilir ve yorulabilirler bu yüzden Sara ile ilgilenemeyebilirler. Bu sebepten ötürü Sara kendisini değersiz ve kötü hissedecektir. Bu yaşanılanlar içinde Sara öfke,kıskançlık vb duyguları Michelle karşı hissedecektir.  Ve bu aileye yansıyacaktır. Filmde de bu sahneyi net bir şekilde görürüz. Unutulmamalıdır ki acılar kıyaslanmamalıdır. Sonuçta biz sadece kelimelere döküleni biliriz, kalpte birebir hissedileni değil.

SOSYAL HİZMET BAĞLAMINDA

Engellilik Sosyal hizmetin en önemli alanlarından birisidir.Film üzerinden ele alacak olursak Michell karakteri işitme ve görme engelli bireylerin dünyasını görmemiz de bize oldukça iyi bir pencere sunacaktır.  Engellilik kişiyi birçok açıdan zorlayabilir. Temel gereksinim, sosyal gereksinim vb. sıralayacağım birçok alanda kişi zorlanabilir. Ama bu böyle devam etmek zorunda değildir. Nitekim birçok hizmet ve uygulamalı yaklaşım vardır. Filmde gördüğümüz gibi işaret dili ve brail alfabesinin Michell’in karanlık dünyası için nasıl ışığa döndüğünü görmekteyiz.  Braille alfabesi kabartma yazılarıyla kişiye aktarılan alfabe sistemidir. Ardından işaret dilinin de filmde baskın bir şekilde kullanılmaktadır. Her kelimenin bir işareti vardır. Ve kişinin kendisini ifade edebilmesinde oldukça etkilidir. Sosyal çalışmacıların  bu iki yöntemi  bilmesi ve geliştirilmesi önemli bir fayda sağlayacaktır. Sonuçta Türkiye’de görme engelli ve işitme engelli birey sayısı az değildir. Refah seviyesi yüksek bir toplum istiyorsak bu verileri dikkate almamız gerekecektir. Sonuçta her insan biriciktir ve biz onlara kolaylık sağlamakla görevliyiz. Sosyal hizmet bakımından değineceğim bir diğer konu ” aile” engellilik  özellikle aile desteği sayesinde kişiye oldukça olumlu yansıyacaktır. Filmde babanın kızı Michele’e zil takması insan onuruna yakışmayan bir durumdu. Sonuçta aile toplumu oluşturacaktır ve bu tutum genele yansıyacaktır. O yüzden bu konu hassastır. Akla şu soru geliyor acaba kimin dünyası karanlık babanın mı Michel’in mi?

FİLMİN BAŞLIK İLE İLİŞKİSİ

Beş harf ile içine binbir anlam taşıyan “hayat” kavramı kişiden kişiye farklı renklendirilir. Her renk kişiye göre farklı bir şeyi simgeler. Filmde en çok duyduğumuz renk “siyahtır”. Aslında  Bu metaforik bir gösterimdir. Filmde bu renk üzerinden Michell’in yolu gösterilmektedir. Hatta filmde “karanlıkta boğulmak”deyimi geçmektedir. Birçok anlamı barındıran bu renk filmin analizi için oldukça manidar. Herkese bir gökkuşağı veriliyor ve renk seçimi isteniyor bazen ise seçme şansı olmadan zorla bir renk veriliyor. Ardından bir uyarıda bulunuluyor. Seçtiğin renkte kalmaya mecbur değilsin tercih sana ait dönüştür rengini şeklinde filmde bir hava verilmektedir.

İNSAN HAKLARINDAKİ YERİ

Michell  zor bir süreçte oldukça zor şartlar altında yaşamaktadır. Karakterin birçok temel hakkı elinden alınmış ve birçok hakkı ihlal edilmiştir. Filme ilk başladığımızda  Michell’in ortamına bakıyoruz. Şiddet, ihmal, sevgisizlik, iletişim sorunu vb. durumlar yaşanmaktadır. Michell’in çocukluğu belkide en zor evredir. Çünkü daha ışık kavramını bilememekte ve güven ortamından uzakta yaşamaktadır. İlerleyen süreçlerde herkese verilen eğitim hakkına zorlu koşullarda girdiği , yadırgandığı hatta bazen alay edildiği görülmektedir. Onun karanlığına rağmen bir engelde bizim koymamız tuhaf doğrusu. Kolaylaştırmamız gerekirken zorlaştırmak başka hangi canlıya mahsus olabilir ki ? Bu arada unutmadan Michell’in en büyük sevinç gösterisi ettiği danstı. İnsanın manevi ihtiyaçları da ondan alınırsa geriye ne kalır ki Michell saygı görmek,  dahil edilmek, sevgi görmek gibi duyguları hem ailesinden hem toplumdan bekliyordu. Nitekim bu gayet önemliydi. Tolstoy’un dediği gibi ” İnsan ne ile yaşar.”

 Farklı bir film ve analiz önerileri için düşünceleriniz benim için önemli  sonraki film analizine kadar sağlıklı günler dilerim.  🌺🍀

(1) “https://images.app.goo.gl/r7iuDktxSDLqPpG48den 14.03.2021 tarihinde esinlenmiştir.

1 yorum
  1. Levent diyor

    Emekli olmama az kaldığı için yeni hobiler edinmek adına biraz araştırma yaparken sitenize rastladım. Oldukça detaylı çalışmalarınız var. Bundan sonra sitenizi takip edeceğim. Elinize sağlık…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.