Zehirlenen Toplumun Acısı

“Mertcan 6 Yaşında, ödevini yapmadığı için babası tarafından elektrik süpürgesinin demir çubuğuyla, defalarca vurularak işkence ile öldürüldü, yaşam mücadelesine vücudu 3 gün dayanabildi.” Mertcan babasından işkence görürken diğer kardeşi de yanındaymış. Onun acaba hafızasından bu görüntüler nasıl silinecek. İşin en acısı Mertcan 2 ay önce de şiddete uğramış, doktora gidildiğinde ise morlukların farklı sebeplerle oluştuğu beyan edilip bahaneler ile üstü kapatılıyor ve adli süreç başlatılmıyor. Zaman zaman ise babaya adli süreç başlatılıp 1 ay hapis cezası veriliyor. Daha öncesinde Mertcan şiddete uğrayıp gözü mor şekilde 2 hafta sosyal hayatına devam etmiş. Peki bu melek okula gittiğinde öğretmeni neredeydi, okulun rehberlik servisi ne iş yapıyordu, doktora gidildiğinde polislerin tutanakları ne işlev görüyordu, Eşine ve öz annesine kadar şiddet gösteren bu cani yürüyen bomba gibi gezip sirenleri açık şekilde kaza geliyorum demez, demeden anıra anıra geliyorken savcılığa gidiliyor ve mahkeme erteleme kararı ile cani serbest bırakılıyor, sonrasında olan ne mi ? Mertcan Şu an Hayatta Değil…Küçücük bir çocuk el birliğiyle gerekli memurların sorumsuzluklarından ölmeyi mi hak ediyordu. Bu sadece hukuk suçu değil artık, insanlık suçu. Ve gittikçe çoğalıyor, bu süren döngü sonumuzu getiren en acımasız bir felakete bizleri sürüklerken “Bize dokunmayan yılan bin yaşasın.” ile devam ettikçe yılanın kim olduğunu unutup kendi içimizde zehirleneceğiz..