Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Ve Çocuk Bayramı

0

İşgal altındaki bir imparatorluktan, bağımsız bir ulus-devlet yaratma girişimi sonrası tarihteki yerini alan Türkiye Cumhuriyeti; çağdaşlaşma amacıyla ekonomiden başlayarak, eğitim, hukuk, politika, sanat, sosyal hizmetler, vb bir çok alanda devrimler yaparak yeni bir yapılanma içerisine girmiştir. Kurutuluş Savaşı yıllarındaki ülkenin genel durumunu değerlendirirsek, yaşanan koşulların ne kadar güç olduğu ve verilen bağımsızlık mücadelesinin önemi karşımıza çıkacaktır.

Kuruluş Yıllarında Sosyo-Ekonomik Durum;

Ekonomistler 1923-1932 yıllarını İktisadi toparlanma ve milli ekonomik politikanın doğuş yılları olarak değerlendirmektedir.

Osmanlı İmparatorluğunun son sekiz yılı harpler içerisinde geçmiştir. Savaş sonrasında milli ekonomi tam bir çözülme ve çöküntü halindedir. Bu zamanda başlayan ve dört yıl süren kurtuluş savaşlarında, ülkenin beşeri ve maddi kaynakları son damlasına kadar kullanılmıştır. Kurtarıcı yöneticilerin başlıca amaçları, bu harap ülkede yeni bir devlet kurmak, siyasal, sosyal ve hukuki alanlarda devrimler yaparak Batıya yönelmiş modern bir toplum yaratmaktır.(Aktan, 1978)

Nitelikli insan gücü olarak değerlendireceğimiz, okur yazar ve üretici insan kaybı Kurtuluş Savaşı sırasında çok fazla olmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında  her13 ere karşı bir subay şehit olurken, bu oran Sakarya Muharebesinde daha da artarak  8 ere karşılı bir subayın şehit olmasıyla sonuçlanmış ve bunun sonucu nitelikli nüfus kaybında büyük bir düşüş yaşanmıştır.

Savaş yıllarının asıl önemli yıkımı insan gücü alanında olmuştur. Savaşlar (özellikle Çanakkale ve Sakarya) ülkenin eğitilmiş insan gücünün büyük ölçüde kaybına yol açmıştır. Aynı durum diğer çalışanlar için de geçerlidir. Ek olarak savaş sonrası dönemde azınlıkların ülkeyi büyük ölçüde terk etmeleri, nitelikli işgücü sorununa önem kazandırdı.( Kepenk,1984)

Üç Kuşak Cumhuriyet isimli kaynakta;  Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye nüfusunun 13 milyon civarında olduğu, kilometre kare başına 17 kişinin düştüğü, bu yıllarda savaş sonrası pek çok toplumda olduğu gibi, çocuk ve yetişkin ölümlerinin yüksekliği, savaş kayıplarından  kaynaklanan üretken-özellikle erkek- nüfusun azaldığı belirtilmektedir. Aynı kaynakta İkinci Dünya Savaşı sırasında nüfus artışının yavaşladığı, erkeklerin silah altında olması, evliliklerin ertelenmesi, doğurganlığın azalması sonucu nüfus artış hızının Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesinde seyrettiğini ve Cumhuriyetin ilk yıllarında ölüm hızının bütün yaş gruplarında çok yükseldiği; bu yıllarda doğumda yaşam umudunun 30 yıl civarında olduğu vurgulanmaktadır. Bu dönemde Türkiye’de bebek ve çocuk ölümlerinin, hep önemli bir sağlık sorunu olageldiği, Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bebek ölümleri bakımından korkunç denebilecek bir ortamın sürdüğü, bu yıllarda doğan her dört bebekten birinin bir yaşına ulaşmadan öldüğü vurgulanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında bebek ölüm hızı daha da yükselmiştir; 1940’lı yılların başında bebek ölümleri bin canlı doğumda 306 ölüm seviyesine ulaşmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında doğurganlık hızında artış görülmüş kadın başına ortalama canlı doğum sayısı hızla artmış,  kuruluş yıllarında göç ve kentleşme hızı  yavaş bir biçimde seyretmiştir. Kentlerde yaşan nüfusun bütüne oranı % 20’nin altında kalmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından l960’lı yıllara kadar süren birinci dönemde, nüfus arttırıcı politikalar uygulanmış,ölümlerle mücadele edilmesi,sağlıklı, çalışmaya elverişli, eğitilmiş bir nesil yetiştirilmesi, doğurganlığın arttırılması, ülkeye gelen göçlerin desteklenmesi, çocuk yapmaya engel olacak nitelikteki fiil ve hareketlerin ırkın devamı ve sağlığı aleyhine cürüm sayılması, gebeliği önleyici araç ve gereçlerin dış alımının ve satışının yasaklanması, çok çocukların ödüllendirilmesi gibi bir dizi düşünce ve  bunlara uygun önlemler alınmıştır. ( Gürsoy,1998 )

Özetlemek gerekirse  ülke; ekonomi, insan gücü, doğum oranı, kaynak kullanımı, dış borçlar, ulaşım, sanayi, tarım, ulusal üretim açısından perişan durumdadır.

Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Etfal Cemiyeti);

Himaye-i Etfal Cemiyetinin 1908 yılında mahalli olarak Kırklareli’nde kurulduğu ve Balkan Savaşına kadar çalışmalarını  yürüttüğü, 1917 yılında İstanbul’da ulusal düzeyde kurulduğu ve Kırıkkale şubesinin de İstanbul Merkeze katıldığı, 17 Ocak 1921 tarihli bir padişah iradesi ile kamu yararına çalışan bir cemiyet olarak kabul edildiği bilinmektedir. (Albayrak,1988)

 Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’ya  geçen kurucular,  30 Haziran 1921 tarihinde Himaye-i Etfal’i Ankara’da kurarak, çocuk davasını tekrar gündeme getirmişlerdir. Çocuk Esirgeme Kurumunun  (Himaye-i Etfal) tarihsel gelişimine baktığımızda sosyal hizmetler alanında bir çok ilki başlattığını görürüz. Kurtuluş Savaşı sırasında cephede savaşan kahraman babaların ve fedakar anaların çocuklarını koruma ve kollamakla başlayan çalışmalar savaş sonrası sağlıklı kuşaklar yetiştirmeyi amaçlamıştır.

Kurum; pastörize süt dağıtımı, muayene ve tedavi, para yardımı, doğum yardımı, okul gereçleri dağıtımı şeklinde başlayan çalışmalarını daha sonra çeşitlendirerek, çocuk yuvaları, doğumevleri, prevantoryum,  pansiyonlar, kreşler, süt damlaları, talebe sofraları, çocuk kütüphaneleri, müzeler, çocuk bahçeleri, sıhhi banyolar, yüzme ve kum havuzları, sinemalar vb hizmetlerle sürdürmüş. Cumhuriyete sağlıklı kuşaklar yetiştirmeye kendini adamıştır.

Özellikle anne ve çocuk sağlığına yönelik eğitim çalışmaları, kitap yayınları, sergiler, gürbüz çocuk yarışmaları, bakıcı okulu, kıymetli eşya piyangoları, balo, müsamere, eğlenceler, yarışmalar, konferanslar, şefkat pulları, lüks telgraf Kurum’un aklımıza gelen çalışmalarından bazılarıdır.

Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nu, Devletin maddi ve manevi  desteğini arkasına almış, halkın katılımıyla büyümüş, döneminin en büyük sivil toplum örgütü olarak nitelememiz hiç te yanlış olmayacaktır. Kurum tüm ülke çapında örgütlenmekle kalmamış, yurt dışında yaşayan Türklerin desteklerini sürekli yanında hissetmiştir.

Çocuk Esirgeme Kurumunun 25 Yıl isimli kaynağında çalışmalar ; Yirmi beş yıllık başarılı ömür içinde ve 18 yardımla ceman 12.758.640 Türk çocuğuna şefkat elini uzatan  Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu yapabildiği bu yardımları, Türk ana ve babalarının yüksek hayır severliklerine borçludur. Bu yardımları yapabilmek, Kurumun 688 i yurt içinde ve 38 i yurt dışında olmak üzere 726 şubesinde çalışan 62.257 azası için bir büyük  gönül huzurudur(Bartu, 1946) şeklinde özetlenmektedir. Verilerin 1946 yılının göstergeleri olduğu dikkate alınırsa, Kurumun örgütsel büyüklüğü ortaya çıkacaktır.

Kurum başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere dönemin tüm Devlet büyüklerinin desteklerini almıştır. Atatürk “ Memleketin çocuklarını korumayı üzerine alan Çocuk Esirgeme Kurumuna vatandaş yardıma mecburdur” sözleriyle vatandaşların desteğini istemenin  yanı sıra, kendisinin de Kurum’a verdiği desteğini kendi el yazısıyla aşağıdaki şekilde ifade etmiştir.

 

Türkiye

Büyük Millet Meclisi Riyaseti

Baş kitabeti

Evrak ve Tahrirat Kalemi

Adet

1143                                                                                   Ankara

                                                                                           1.8. 337

 

Ankara’da  Himaye-i Etfal Cemiyeti Muhteremesi Riyasetine

 

11. Temmuz . 37 Tarih ve bir numaralı tezkereyi  aliyelerinde talep  buyurulduğu veçhile Himaye-i Etfal Cemiyeti Muhteremesinin   himayesini   kemali   iftiharla   kabul ettim. Cemiyetin kıymetkar ve feyizkar mesaisinde muvaffak olmasını temenni eylerim efendim.

 

                                                                           Türkiye

                                                          Büyük Millet Meclisi Reisi

                                                                         M. KEMAL

Varide numarası

2

                                                                                                          

 

Atatürk ve Çocuk Sevgisi

     Atatürk’ün hayatı incelendiğinde, savaş yıllarının en kötü koşullarında dahi çocuklarla yakından ilgilendiği ve bir çok çocuğu koruması altına aldığı görülür .Ülkenin içerisinde bulunduğu durumu yansıtması açısından Atatürk’ün Hatıra Defterinde yer alan bir bölüm gerçekten ilginçtir. 9 Kasım 1916 “Yollarda bir çok muharicirin gördük, Bitlis’e avdet ediyorlar. Cümlesi aç, sefil, ölüme mahkum bir halde 4-5 yaşlarında bir çocuğu ebeveyni yol üzerinde terk etmişler, bu da bir karı kocanın peşine takılmış. Onları ağlayarak 100 metreden takip ediyor. Kendilerini niçin  çocuğu almadıkları için tekdir ettim. “Bizim evladımız değildir” dediler”(Tezer 1999)

 Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı ve sonrasında  yetim çocuklara gösterdiği ilgi, Çocuk Esirgeme Kurumunun gerek kuruluşu gerekse daha sonraki çalışmalarında karşımıza çıkmaktadır.

     Atatürk’ün yurt gezileri sırasında korunmaya muhtaç çocukların barındırıldıkları yurtları ziyaret ettiğini görürüz. Atatürk’ün 2 Nisan 1922 tarihinde Konya İline yaptığı gezide Darüleytam ziyareti gerçekleşmiştir. “Atatürk, misafirleri ile birlikte Dar’ül Eytam (Yetimler Yurdu)a gitmiş, erkek ve kız yetimlerin bulunduğu bölümler ayrı ayrı ziyaret edilerek çocuklara hediyeler verilmiştir.” (Önder 1989)

     Bu örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Gazi 15 Mart 1923 tarihinde Adana Darüleytamını ziyaret etmiştir. Mustafa Kemal Paşa akşam üstü İstasyon semtindeki Darüleytam’ı gezdi. Oradaki yetim çocukları sevdi, onlar hakkındaki ilgililere sorular sorarak bilgi aldı.(Sönmez-1997)

     Atatürk gezileri ve incelemeleri sırasında tanıştığı bir çok çocuk ve gence armağanlar vermenin yanı sıra vasiyetnamesinde Makbule, Afet, Sabiha Gökçen, Ülkü, Rukiye, Nebile’ye yaşadıkları sürece aylık bağlanmasını, İsmet İnönü’nün çocuklarının yüksek tahsili için yardım yapılmasını istemiştir. Vasiyetnamede yer almayan Abdürrahim, Afife ve Zehra’nın eğitimlerine yardımcı olmuştur. Atatürk Birinci Dünya Savaşı sırasında Van’dan kimsesiz Abdurrahim’i, Bitlis’ten  yetim kız Afife ve İstanbul- Kağıthane’deki Darüleytamı (Yetimler Yurdu) gezerken tanıdığı  Zehra’yı manevi evlat olarak almıştır(Sönmez-1992)

     Özetlemek gerekirse, M. Kemal Atatürk çocuk davasının önemini her ortamda vurgulayarak çocuklara yönelik hizmetlerde rehberlik yapmayı sürdürmüştür.17 Ekim 1922 yılında Bursa’da kendini karşılayan çocuklara aşağıdaki şekilde seslenerek  nasıl bir gençlik   istediğini belirtmiştir.

Küçük hanımlar, küçük beyler!

Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı ve ikbal ışığısınız.

Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.

Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre                 Çalışınız.Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz. (Atatürk Albümü-1992)

 

Çocuk Haftası ve Çocuk Bayramı

Nüfus artışını desteklemek, çocuk sorununu gündemde tutmak amacıyla  başlatılan Çocuk Haftası ile ilgili olarak; Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu(Himaye-i Etfal Cemiyeti) Anayasası isimli eserde Çocuk Bayramıyla ilgili şu maddeler bulunmaktadır;

Madde 61- (l)- 23 Nisan Kurumun çocuk günüdür. Çocuğa müteallik hususatın tespiti, takriri ve neşri bugün azami derecede icra; ve çocuk bayramları tertip etmek suretiyle, muhitin nazarı dikkati çocuğa tevcih edilir.

(2)- 23 Nisan ve 29 Teşrinievvel günlerinde Çocuk Esirgeme menfaatine rozet tevzi olunur.(TÇEK- 1935)

1951 yılında yayınlanan kurumun bir başka kaynağında “ Çocuk Haftası Madde:9 – 23 Nisan Milli Egemenlik günü Kurumun Çocuk Bayramı ve Çocuk Haftasının ilk günüdür” şeklinde yer almaktadır.(TÇEK-1951)

 Çocuk Bayramıyla ilgili olarak ilk kaynaklardan birisi İffet Aslan’ın makalesidir. Makalede; 23 Nisan günüyle ilgili en eski belgenin 23 Nisan 1923 tarihini taşıyan Himaye-i Etfal pulu olduğunu, 23 Nisan 1924 tarihinde ise bir gazetede “Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır”. 23 Nisan 1926 tarihli Hakimiyeti Milliye’de “ 23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür” yine 23 Nisan 1927 tarihli  gazetede 23 Nisan gününün Himaye-i Etfal’i Cemiyetince “ Çocuk Bayramı” olarak kabul edildiği belirtilmektedir. (Aslan-1982)

Himaye-i Etfal Cemiyeti Başkanı Dr. Fuat Mehmet “… halkımızın çocukla alakasını tez’it maksadile 23 Nisan Çocuk Bayramını ihtas etmiş ve üç dört seneden beri vatanın her tarafında pek güzel bir surette tes’it  olunan Çocuk Bayramından cesaret olarak bu bayramı “Çocuk Haftası” namile yedi güne teşmil eylemiştir. Haftanın mebdeyi 23 Nisandır.( Mehmet-1929)

Çocuk Esirgeme Kurumu 1929 yılında kutlanmaya başlanan Çocuk Haftası nedeniyle kapsamlı bir kutlama programı çıkarmıştır. Hafta içerisinde neler yapılacağı, çocuğun önemi, Devlet büyüklerinin çocuk haftasıyla ilgili görüşleri, çocuğun beslenmesi, sosyal gelişimi, yurt dışındaki çocukla ilgili çalışmalar, hafta nedeniyle gazetelerde yer alan resim ve makalelerin  yer aldığı “Çocuk Haftası” isimli dergi çıkarmıştır.

 Kurum tarafından 1929 yılında  yayınlanan Çocuk Haftası Dergisinde; Çocuk Haftası Nasıl Olacak, Çocuk Bayramı Nedir? Çocuk Haftasının İhdasının Sebepleri Nedir?  konusu ele alınarak , 23 Nisan Çocuk Bayramı Programı yayınlanmıştır.

Bu programda;

– Çocuk Bayramı günü  gazetelerde  çocukla ilgili makalelerin yayınlanması  mümkünse özel sayı şeklinde çocuğun hayatı, yaşayışı, eğlenceleri, okullardaki terbiye sistemi, çocuk masalları ve bir çok konunun resimlerle ve makalelerle işlenmesi

– Dükkanların ve evlerin Himaye-i Etfal bayraklarıyla süslenmesi ,

– Şube ve merkezler ve anne babaların desteklenerek çocuklara bayram elbisesi yapılması

– Himaye-i Etfalin merkez ve şubelerinde bayramlaşmaların yapılması ve çocukların birbirlerine  Himaye-i Etfalin tebrik kartlarını göndermeleri,

– 23 Nisandan bir veya iki gün önce başlayarak bütün dükkanlarda çocuklara ait eşyaların vitrinlerde teşhiri çocuk bakımı, hastalıkları, giyimi ve gıdasına ait levhaların teşhiri

-Bayram yerlerinde  salıncak, atlı karınca, hokkabaz, kukla, karagöz gibi eğlenceler düzenlenmesi ,

-Çocukla ilgili önemli sözlerin yer aldığı levhaların çeşitli yerlere asılması,

-Himaye-i Etfal’e  ait yazı ve öğütlerin sinemalarda gösterilmesi,

-Bayram süresince çocukların sinema tiyatro gibi eğlence yerlerine ücretsiz girmesi,

– Mevcut bulunan nakliye vasıtalarının 2 saat için Himaye-i Etfal’e tahsis edilmesi ve hükümet binalarının önünden geçiş sırasında Vali ve Belediye Başkanlarını korteji selamlamaları,

-Çocuklara hediye edilmek üzere oyuncak bisküvi şeker vb uygun hediyelerin bağış olarak toplanması,

-Uçaklar tarafından çocuklara ilişkin bildirilerin atılması,

-Uygun yerlerde balo ve müsamerelerin düzenlenmesi,

-12 yaşına kadar olan çocuklar ve ailelerin otobüs, tramvay, vapur ve tünelden ücretsiz yararlanması,

-Resmi geçit  müzikli geçitlerde çocukların çiçek, yaprak ve dallarla düzenlenmiş araçlarla geçidi,

-Geçitler sırasında fabrika vapur ve otomobillerin düdük çalarak törene iştirakleri,

-Gürbüz çocuklarla zayıf çocukları karşılaştıracak yazıların hazırlanması,

-6 çocuk sahibi ailelerin desteklenerek, mümkün olduğunca ailelere imtiyaz sağlanması,

-Genel Merkezce demeçlerin yayınlanması, şeklinde ana başlıklar çıkarılarak Çocuk Haftasının kutlanması istenilmiştir.( Çocuk Haftası-1929)

 

Çocuk Esirgeme Kurumu halen günümüzde uygulanan bir geleneği hayata geçirmiştir. Çocuklarımızın bazı görevlere temsili olarak oturması Çocuk Haftası nedeniyle uygulanmaya başlanmıştır.

 1929 yılında bir hafta süreyle  kurulan komitenin Genel katipliğini yürüten Sevim ve komite başkanlığını yürüten Burhanettin;  Büyük Gaziye, Büyük Millet Vekilleri Reisliğine, Büyük Başvekile, Himaye-i Etfal Merkezi Reisliğine, Türk Ocakları Merkez Heyeti Reisliğine telgraf çekerek, isteklerini belirtmişlerdir.

“ Bu gün hakimiyeti Milliye Bayramı. Bayramınızı tebrik ederiz. Biz bütün Türkiye çocukları büyük bir sevinç içindeyiz. Bu mübarek hakimiyet gününde çocukların da hakimiyetini kabul ettiğiniz için size ayrıca teşekkür ederiz.”

İstanbul Türk Ocağı  mühürü ve yazıhanenin anahtarını teslim alan komite, haftanın bitiminde umumi katip Sevim dileklerini sunmuştur. Çocuk komitesinin çocuklarla ilgili dilekleri sanırız, bu gün bile güncelliğini korumaktadır.

Çocuklar dileklerini şu başlıklar altında toplamıştır;

1-      Her çocuğa müsavi gıda, sıhhat ve hayat isteriz.

2-      Çocukların dilenmesini meneden kanunlarınızı şiddetle tatbik etmenizi isteriz.

3-      Çocukların evlerde, mekteplerde, sokaklarda, her yerde dövenlere karşı adil davranmanızı, çocuklara zulmü men edecek ve cezalandıracak bir kanun çıkarılmasını isteriz.

4-      Çocukların hamallığını, yük taşımasına mani olmanızı isteriz.

5-      Çocukların ağır işlerde çalıştırılmamasını isteriz.

6-      Çocuk sinemaları isteriz.

7-      Fakir, zengin çocuklar için izci teşkilatı isteriz

8-      Her çocuğa mektep isteriz

9-      Sokaklarda yatan çocuklara çatı isteriz.

10-  Fakir çocukları himaye için Himaye-i Etfal’in her tarafa yayılmasını ve kuvvetlenmesini isteriz.( Çocuk Haftası 1930)

Elimizde bulunan bir başka kaynakta, Çocuk Haftası boyunca yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler bulunmaktadır.

Çocuk Haftası boyunca, okulların katılımıyla alaylar tertip edilmiş, müsamere ve eğlenceler yapılmış, bütün nakliye araçları, tramvaylar, vapurlar meccanen çocuk taşımış, sinemalar ve eğlence yerleri çocuklar için açık tutulmuş, Türk Ocağı çocuk haftası eğlenceleri ve faaliyeti için açık tutulmuş, burada çocuk sergisi açılmış, geceleri çocuk aileleri için konferanslar verilmiş, bütün çocuklara ait eşyalarını camekanlarda teşhire başlamış, cemiyet kendi himayesindeki çocukları giydirerek alaylara iştirak ettirmiş, Kolordu, Bahriye ile Darüşşefaka ve diğer mızıkalar gündüz ve geceleri eğlencelere katılmış, Taksim ve Fatih Parklarında eğlenceler yapılmış, “gürbüz çocuklar” müsabakaları yapılmıştır.(Halk, 1929)

Kurumun Çocuk Haftası etkinlikleri ileri yıllarda tüm ülke düzeyine yayılarak sürmüştür. Yukarıda sayılan etkinlikler en küçük mahalli birimlerde bile çocukların katılımıyla şenlik havasıyla kutlanmıştır. Devlet Büyükleri ve Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilileri çocuk davasıyla ilgili görüşlerini hafta boyunca radyolarda işleyerek konunun önemine değinmişlerdir. Çocuk sorunları ve çocuk haftasıyla ilgili tüm haberler dönemin gazetelerinde yer almıştır. Kurum “Çocuk Haftası” isimli resimli bir dergi yayınlayarak faaliyetlerini ve Devlet Büyüklerinin demeçlerini yayınlamıştır.

Çocuk Esirgeme Kurumu Cumhuriyetin ilerleyen yıllarında Mustafa Kemal’in çocuklara olan sevgisinin simgesi olmuş ve Dünya tarihinde çocuklarına bayram armağan etmiş ilk ve tek ulus olarak çocuk konusunun ve çocuğa verilen değerin canlı tutulmasında ve çocuklara yönelik sosyal hizmetlerin yürütülmesinde ve geliştirilmesinde baş rol oynamıştır.( Çengelci-1996)

1935 yılında kabul edilen Ulusal Bayramlar ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanunla; Hakimiyeti Milliye ve Çocuk Bayramı birleştirilerek Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında kutlanmaya başlanmıştır. 1981 yılında yapılan yasa değişikliği ile törenlerin sadece ilkokullarda ve TBMM ‘de kutlanması öngörülmüştür.1986 yılında TBMM aldığı bir kararla  23 Nisanın uluslar arası boyutlu bir şenlikle ve Kültür Bakanlığınca organize edilmesini benimsenmiştir.( Sakaoğlu,2000)

Sonuç

     Yazımızın başında da belirtildiği gibi, savaşlar nedeniyle ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşayan Türkiye Cumhuriyeti, Himaye-i Etfal kanalıyla ülkenin çocuk politikasını belirlemeye çalışmıştır. Çocuk Esirgeme kurumunun kendi kaynaklarında çocuk davası  şu şekilde vurgulanmaktadır.

Türk yurdunda; 0-12 yaşlarında 2.956.115 ü kız, 3.241.192 si erkek olarak 6.197.305 yavrunun yaşadığı hakikati düşünmek, çocuk davasının ne büyük bir millet ve devlet davası olduğunu anlatmaya yeter!…

Ne şüpheki nüfusun %38,14 ünü teşkil eden çocuklar arasında kimsesiz ve yoksullar, çaresizler ve bakımsızlar hiç te azımsanmayacak kadar bir yekun tutmaktadır. Sokaklarda insanın gözünü yaşartan, kalbini sızlatan bu zavallıları her gün kim görmüyor. Bunlar kendi hallerine bırakılır, onlara bir koruyucu el uzanmazsa, yaşamlarının ne büyük kayıp, fena yetişmelerinin ne büyük bir ıstırap olduğunu kim taktir etmez.(Bartu,1946)

Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, sosyal hizmetler alanında muayenehaneler, sosyal yardımlar, kurumsal bakım hizmetleri, çocuğun sosyal gelişimine yönelik hizmetler ve çocuk bayramı gibi bir çok ilki ülkemizde uygulamaya koymuştur.

Kurumun uygulamaya koyduğu ve çocuğu sürekli gündemde tutmaya çalışılan projelerinden birisi de Çocuk Haftası kutlamalarıdır. Özellikle M. Kemal Atatürk tarafından desteklenen ve geleneksel hale getirilen çocuk haftası, çocuk baloları kutlamaları Himaye-i Etfalin en başta gelen görevleri arasında yer almıştır.Kurum Valilikler, Belediyeler ve diğer kamu kuruluşlarıyla işbirliği yaparak Çocuk Haftasının görkemli bir şekilde kutlanmasını sağlamıştır.Çocuk Esirgeme Kurumunun örgütsel ve ekonomik güçlükler yaşaması nedeniyle ilerleyen yıllarda Çocuk Haftası kutlamalarına gereken önemi veremediği, bunun sonucunda kutlamaların Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarca kutlanan törenler haline dönüştüğünü görürüz. 1981 yılından itibaren yeni yapılan düzenleme ile birlikte kutlamalar Kültür Bakanlığının sorumluluğuna verilmiştir. Günümüzde 23 Nisan törenleri TRT Genel Müdürlüğünce organizasyonları gerçekleştirilen Uluslararası bir şenlik haline dönüşmüştür.

Himaye-i Etfal  Cemiyetinin ( Çocuk Esirgeme Kurumu) temelleri üzerine kurulan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu 23 Nisan törenlerini gerek kendi yurt ve yuvalarında, gerekse ülke düzeyinde düzenlenen törenlere katılarak, çocuk hakları açısından konunun gündemde tutulmasını sağlamaya çalışmaktadır.

Dileğimiz, ülkemize Çocuk Bayramını kazandıran Çocuk Esirgeme Kurumunun tarihsel süreç içindeki varlığının ve öneminin gündeme getirilmesi, Türkiye Cumhuriyetine sağlıklı kuşaklar yetiştirmeyi amaçlayan bu çalışmanın ülke düzeyinde coşkulu bir şekilde sürdürülmesidir.

 

KAYNAKÇA

Akbayrak, Hasan. Himaye-i Etfal Cemiyeti. Tarih ve Toplum Nisan-1988 C:9,S:52

Aktan, Reşat. Türkiye İktisadı. Ankara Üniversitesi Basımevi Ankara :1978

Aslan İffet. Dünyanın İlk Çocuk Bayramı 23 Nisan ve Uluslar Arası Çocuk Yılı. Belleten TTK Basımevi Temmuz 1982

Bartu, V . 25 Yıl(1921-1946.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, 1946

Çengelci, Ethem.Cumhuriyet Döneminde Sosyal Hizmetlerin Örgütlenmesi. Şafak Matbaacılık, Ankara: 1996

Çocuk Haftası, Çocuk Haftası Nasıl Olacak, Milliyet Matbaası, İstanbul: 1929

Çocuk Haftası, Çocuk Haftasında İstanbul Ocağı, Resimli Ay Matbaası , İstanbul: 1930

Gürsoy, Akile. Üç Kuşak Cumhuriyet. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal               

      Tarih Vakfı. İstanbul: 1998

Halk. “Çocuk Haftası” Yıl:1 Sayı 11 1929

Kepenek, Yakup. Türkiye Ekonomisi. Savaş Yayınları. Ankara: 1984

Kültür Bakanlığı, Atatürk Albümü, Ajans Türk Matbaacılık, Ankara; 1992

Mehmet Fuat:Çocuk Haftası. Çocuk Haftası Cilt1 Milliyet Matbaası İstanbul:1929

Önder, Mehmet. Atatürk Konya’da . Ankara:1989

Sakaoğlu,Necdet. Türk ve Dünya Çocukları 23 Nisan’da El Ele… Skylife Nisan 2000  Yıl 19 Sayı;201 İstanbul: 2000

Sönmez Cemil.  Atatürk ve Çocuklar. Unıcef Türkiye Temsilciliği Ankara; 1992

Sönmez, Cemil. Atatürk’te Çocuk Sevgisi. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. Ankara; 1997

Tezer, Şükrü. Atatürk’ün Hatıra Defteri. Türk Tarih Kurumu

      (4. Baskı)Ankara:1999

TÇEK ,Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Anayasası, Resimli Ay Basımevi, İstanbul;1935

TÇEK,Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Tüzüğü, Doğuş Matbaası-Ankara;1951

 

 

 

 

                                                                                             *Turgay ÇAVUŞOĞLU

                                                                                               Sosyal Hizmet Uzmanı

Doğrudan cihazınızda gerçek zamanlı güncellemeleri alın, şimdi abone olun.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Anti-Spam Quiz: