Toplumumuzdaki Kadın Anlayışı

0

Kadın;erkeğin can yoldaşı,hayat arkadaşı,çocuğunun annesi.Ailesini bir arada tutan ,var gücüyle yuvasını korumaya çalışan hayatın su gibi hızla akan zamanı içinde savrulmamaya çalışan bir kahraman.Yeri geldiğinde kocasının sinirini alan ,onu mutlu etmek için cilveler yapan,ufak sevgi gösterilerinde bulunan bir güzellik objesi.Kısacası bana göre ailenin temel direği,yuvasını yuva yapan fedakar bir dişi kuş misali hayatın zorluklarına göğüs germeye çalışan her çeşit meslekte gümüz koşullarında adından söz ettiren bir değer parçası.Hayatın her aşamasında hep en önde olan,başı dik,gururlu,fedakar bir toplumun ferti.Kimi hayat kadını,kimi çiftçi,kimi de karar mekanizmasında yer alan yüksek bir kademe…Hepsinin de ortak özelliği günümüz hayat koşullarının zorlaşmasından dolayı ailenin geçimi için el ele veren,erkeğine birlik olan yumuşak sıcak kalpli temiz bir yürek.İşte bir kadın modeli!Birçok toplumda ona sadece cinsel obje gözüyle bakılan,onun söz hakkını olmadığı  hatta Nazım’ın ifadesiyle ‘’Sofrada öküzümüzden sonra gelen kadınlarımız’’…

   Geleneksel kültür anlayışımız boyunca kadınlarımız bana göre hep ikinci planda kalmıştır.’’Sırtından sopa,karnından sıpa’’ anlayışı da toplumumuzda sıkça karşılaştığımız sosyal kültür anlayışıdır.İşte bu zihniyetimize de rahmetli Aysel Gürel’in ‘’ÜNZİLE’’isimli şarkısının birkaç mısrasını da ekleyince bu dediklerimi güçlendirecek nitelik kazanmaktadır.’’Ünzile insan dölü,on kardeş beşi ölü;büyüdükçe ufak ve gelir görücü;varmadan sekizine ergin oldu ünzile,on ikisinde hem çocuk hem kadın ,on beşinde ana…’’İşte bu şarkının bu mısraları bile toplumumuzda yer alan kadına bakışı ifade eden,sadece kadınların duygularına tercüman olan birkaç kelime belki ama;bence içinde çok önemli mesajların olduğu bir şaheser mısraları sanki.Evet çocuk annelerden başlayan bu köhne anlayış,kadına şiddet,cinsel istismar,sokaklarda para uğruna satılma ve en kötüsü de erkeğin gözünde cinsel bir objeden başka değeri olmayan kadınlarımızın hikayesi…İşte bu eski anlayış kısmen toplumumuzda geçerlilik teşkil etse de günümüz hayat standartlarının zorlaşması,geçim derdinin çok büyük toplumsal bir sorun haline gelmesiyle ikinci planda olan kadınlarımız, erkeğinin en büyük yardımcısı konumunda olup birinci plana çıkarak hayatın zorluklarına karşı  taşın altına ellerini koyup bu zorlukları hayat arkadaşıyla karşılamaya çalışmaktadır.Değişen sosyal kültür anlayışını toplumumuzun bazı kesimleri kabul etmekte zorlanmakta olup modernizm sonrasını yaşadığımız bu çağlarda bile kadınlarımıza tecavüz,onlarla zorla ilişkiye girme,onları fuhuş mağduru haline getirme gibi alçakça düşünülen bu zihniyetler hala süre gelen toplumumuzun kanayan yarasıdır.

   Geleneksel kültür anlayışından modern kültür anlayışına geçilmesi sosyal alanda birçok sorunları doğurmuştur.Eski anlayışla bakılan kadına bakış tamamen yepyeni boyuta bürünmüştür.Günümüz toplumlarında artık kadınlarımızın da erkeklerimizin yanında söz sahibi olmaları,çalışma hayatına girmeleri,ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları,en önemlisi de geleneksel aile anlayışından çekirdek aile anlayışına geçilmesi sonucunda son zamanlarda aile içi şiddet,geçimsizliğe paralel olarak hukuki yoldan aile boşanmalarının sayısı hızla artmıştır.Eski anlayışta yaşlı dedelerimizin,ninelerimizin kutsal sayıldığı;onların bir dediklerinin iki dedirtilmemesi anlayışıyla kadına yapılan maddi manevi eziyet işte bu büyük aile yapısının giderek küçülmesiyle bu zihni anlayışında değişmesinde büyük rol oynamıştır.Bana göre toplumsal görüş açımız artık farklılaşmıştır.Eskiden Anadolu’muzun kırsal kesimlerinde okula gönderilmeyen veya okuldan çeşitli sebeplerle alınan küçük kardelenler bugün bir Öğretmen Ayşe,Doktor Fatma,Avukat Hafize ve diğerleri…Toplumumuzun parlayan yıldızları ve bu parıltılarla parlayan yepyeni bir toplumsal zihniyet anlayışı oluşmuştur.Bence günümüzde kadınlarımıza bakış anlayışımız değişti. Çünkü biz artık modernizm ve ötesini yaşıyoruz.Ama tabi ki bu zihni anlayışı kabul edemeyen,geleneksel kültürün tabularını kıramayan zihinleri de unutmamamız gerekir.Kadınlarımıza eziyet eden,onlara farklı gözle bakan bu düşünce sonucunda günümüzde bile çeşitli sosyal sorunlarla karşı karşıya kalmaktayız.Bu anlayışa karşı çok güçlü olmalıyız,erkeği kadını bir olan toplumsal anlayışımızla ancak üstesinden gelebiliriz.Bunun için de toplumda yaşayan her fert üzerine düşeni yapmalıdır.

    Kadınlarımız bir çiçektir,lütfen onları koparmayalım.Çiçekler koparılınca solar,kadınlarımızda öyle işte.Solan çiçek nasıl bütün güzelliğini yitirirse üzülen kadın da neşesini,enerjisini,sevgisini yitirir.

Doğrudan cihazınızda gerçek zamanlı güncellemeleri alın, şimdi abone olun.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Anti-Spam Quiz: