Son Yıllardaki Akademik İlanlara Yönelik Farklı Bir Bakış Açısı

4

Ülkemizde şu anda aktif ve pasif durumda olan 45 devlet/vakıf üniversitesinde “Sosyal Hizmet” bölümü bulunmaktadır. Ülkemizde son birkaç senedir yeni yeni tanınan bölümümüze olan ilgi öğrenciler, veliler, medya, kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler gibi birçok sahada artış göstermekte olup ve bu ilginin zamanla daha da artacağı yadsınamaz bir gerçektir.

 

Yeni açılan bölümlerin de vasıtasıyla mezun sayısı yıl gectikce daha da artan dolayısıyla da şu anda var olan sosyal çalışmacı açığını kapatmaya yönelik meslek elemanları yetişmeye devam etmektedir. Meslek elemanı sayısının artması alan için olumlu bir gelişme olurken; meslek elemanlarını yetiştiren öğretim üyesi ve öğretim görevlilerinin “Sosyal Hizmet” alanınındaki yeterlilikleri meslek elemanları ve akademisyenler arasında tartışma konusu olmuştur. Alanda var olan meslek elemanı açığının kapatılması için üniversitelerde sosyal hizmet bölümlerinin açılması ve buralarda altyapıyı oluşturabilmek için akademisyenlerin farklı alanlardan sosyal hizmet bölümüne kayması engel olunamayacak bir hadisedir.

 

Akademideki Sosyal Hizmet öğretim üyesi/öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzman alımlarında maalesef alandan yetişen lisans ve yüksek lisans mezunu meslek elemanlarını üzecek hadiseler devamlılık arz etmektedir. Gerek üniversitelerin kendilerinin ilan verdikleri alımlarda gerek ÖYP (Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı) gerekse de YLSY (Yutdışı Yüksek Lisans Seçme Yerleştirme) programlarında sosyal hizmet Lisans ve Yüksek Lisans mezunu meslek elemanları mağduriyet yaşamaktadır. Halihazırdaki durumu biraz açacak olursak;

 

2010 yılı YLSY kılavuzunda 28 kontejan ayrılan üniversitelerin Sosyal Hizmet Bölümü için bu kontejana PDR ve Psikoloji bölüm mezunları başvuru yapabiliyor iken 55 kontejan ayrılan PDR ve 32 kontejan ayrılan Psikoloji bölümlerinin hiçbirine Sosyal Hizmet Bölümü mezunları başvuru yapamadı. 2011/1 YLSY kılavuzunda var olan 16 kontejanlık Sosyal Hizmet Bölümüne PDR ve Psikoloji bölümü mezunları başvuru yapabiliyor iken 34 kontejan ayrılan PDR bölümlerinin hiçbirine Sosyal Hizmet Bölümü mezunları başvuru yapamadı. 2011/2 YLSY kılavuzunda Sosyal Hizmet Bölümüne 4 kontejan, PDR’ye 37 ve Psikoloji Bölümüne 25 kontejan ayırılmışdı tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi PDR ve Psikoloji bölümü mezunları 4 kontejanlık Sosyal Hizmet Bölümüne başvuru yapabiliyor iken, toplamda 62 kontejan verilen PDR ve Psikoloji bölümlerinin hiçbirine Sosyal Hizmet mezunlarının başvuru yapma hakkı yok idi. 18 Temmuz 2012 tarihinde son güncellenmesi ise yayınlanan 2012 YLSY kılavuzunda ise sosyal hizmet bölümüne başvuru şartlarında aranan PDR ve Psikoloji bölümlerinin yerini sebebini anlayamadığımız şekilde Sosyoloji bölümü alır iken; ayrılan 4 kontejanlık Sosyal Hizmet Bölümüne Sosyoloji bölümü mezunları başvuru yapabiliyor iken Sosyoloji bölümüne ayrılan 12 kontejana Sosyal Hizmet Bölümü mezunlarının başvuru dahi yapamama ironisi bu yıl da devam etmektedir. YLSY programının bölümümüz açısından küçük bir değerlendirmesini yapar isek 2010 ve 2011 yılında Sosyal Hizmet disiplini ile PDR-Psikoloji disiplinleri birbiriyle ilişki halindeyken 2012 yılında bu ilişki YLSY programına göre son buluyor ve Sosyal Hizmet disiplinin ilişkiye geçtiği yeni bölüm Sosyoloji oluyor. Ayrıca PDR, Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerinde açılan hiçbir kontejana 3 (üç) yıl boyunca Sosyal Hizmet Bölümü mezunlarının başvuru yapamaması bu disiplinler arası ilişkinin tek taraflı olduğu ironisinin adeta kanıtı oluyor…

Daha farklı bir ironi ise üniversitelere alınan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesi hükümlerince açılan akademik personel ilanlarında yaşanmaktadır. YÖK. Tarafından 02 Nisan 2012 tarihinde ilana verilen Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Sağlık Hizmetleri MYO. Sosyal Hizmet Bölümü öğretim görevliliği alımı ilanında şart olarak “Halk Sağlığı Anabilim Dalında yüksek lisans yapmış olmak, alanında en az 10 yıl tecrübeli olmak” şartı arandı ve bu şekilde de alım yapıldı adı gecen ilanın şartlarında Sosyal Hizmet Bölümünden lisans ve/veya yüksek lisans mezunu olma şartı kendisine hiçbir şekilde yer dahi bulamazken alınan halk sağlığı alanındaki öğretim görevlisi Sosyal Hizmet Bölümünde çalışacaktır. Yine aynı üniversitenin 04 Nisan 2012 tarihinde ilana çıkardığı öğretim görevliliği ilanında şart olarak “Sosyoloji bölümü mezunu olmak ve alanında 5 yıl tecrübeli olma şartı aranmaktaydı” yanlış uygulama bir kez daha devam etmiş ve yine Sosyal Hizmet lisans ve/veya yüksek lisans mezunları kendi uzmanlık alanlarında açılan bu ilana başvuru yapabilme şartına dahi her nedense sahip olamadı. Alınan öğretim görevlisi Sosyoloji biliminden uzman olup Sosyal Hizmet bölümünde disiplinler arası etkileşim sebebi ile haklı olarak çalışabilecek iken Sosyal Hizmet Bölümü mezunları kendi uzmanlık alanlarında çalışmak için başvuru yapabilme hakkına dahi nail olamıyordu…  Halihazırda devam eden Arel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu Sosyal Hizmet bölümü öğretim görevliliği ilanında da şart olarak “ Adli tıp sosyal bilimlerde doktora yapıyor olmak ve en az 5 yıl alanında deneyimli olmak” şartı aranmaktadır. Bu ilanda da görülen şudur ki alınan öğretim görevlisinin hangi lisans programından hangi yüksek lisans programı yada anabilim dalından mezun olmasının hiçbir önemi yoktur. Bunlar güncel olarak verebileceğimiz örnekler bu tip alımlar geçmiş yıllarda da yapıldı.

 

Açıklamaya çalıştığımız YLSY,ÖYP ve üniversite akademik personel alım şartlarından da anlaşılacağı üzere bölümümüzde var olan akademik personel açığı acemice ve yanlış politikalarla doldurulmaya yada giderilmeye çalışılmaktadır ve de ne yazık ki Sosyal Hizmet lisans ve/veya yüksek lisans mezunlarının bazen bu kadrolara başvuru dahi yapamaması görünmekte bazen de yaptıkları başvurulara yerleşebilme ihtimali düşük kalmaktadır. Özellikle ÖYP ve YLSY’de Sosyal Hizmet Bölümüne verilen kontejanlara farklı bölümlerin de başvuru yapabilmesi Sosyal Hizmet Bölümü mezunlarının kadrolara yerleşebilme olasılığını azaltmaktadır.

 

Buradan tüm Sosyal Hizmet Akademisyenlerine bir çağrı yapıyoruz. Bölümümüzde açılan bu tip yanlış kadroların önüne geçiniz 657 sayılı kanunun 48. maddesi bu alan dışı alımlara bir yasal dayanak olsa dahi ülkemizin sosyal hizmet disiplininde önde gelen akademisyenleri kendi içimizde açtığımız ilanlarda belli standartlara yer vermeliyiz. Aksi takdirde alanda uzman olmayan akademisyenlerin öğreniminden gecip sosyal çalışmacı olacak meslek elemanları da zamanla profesyonellerin yapması gereken sosyal hizmet uygulamaları sıradanlaştıracak ve yine zamanla mesleği profesyonellikten çıkaracak ve hiç istemediğimiz olayların yaşanmasına sebebiyet verecektirler. Sosyal Hizmet Akademisyenleri Profesyonel Sosyal Hizmet uygulamaları ve Profesyonel Sosyal Hizmet Akademisyenliği için bu konuları göz ardı etmeyiniz ve mesleğe sahip çıkınız. Mesleğin hem uygulayıcılarına hem eğitimcilerine farklı görevler düşebilmektedir, bu konu akademisyenlerin konusudur ve görevidir.

Profesyonel Sosyal Hizmet İçin Sosyal Hizmet Alanında Uzman Profesyonel Akademisyenler.

Doğrudan cihazınızda gerçek zamanlı güncellemeleri alın, şimdi abone olun.

4 Yorumlar
  1. sayla diyor

    sosyoloji mezunu olanlar yüksek lisansla sosyal hizmet uzmanı olabilirler mi?

  2. Ramazzan1907 diyor

    evet çok yerinde tespitler var.sosyal hizmet tezli yüksek lisans mezunu olup işssiz kalan bir kişi olarak teşekkür ederim.

  3. Ajanfoxmulder diyor

    Tespitler çok yerinde, mesleğin günümüzdeki eğitmenlerinin ne oldukları akabinde yetişecek meslek elemanının seviyesinin ne olacağı gözümüzün önüne geliyor. Adam gibi adamlardan oluşan bir meslek örgütümüz yok! “Solculuk” üst başlığı altında çoraklanmış bir grup siyasi tarafından meslek elemanları örgütlenilmek zorunda bırakılmış. Modern bir ülkede mesleğe bu kadar saldırı olurken bu işin karşısına sendika yada stk çıkar ve konuyu halleder. Halledemese de, nüfuzunu ve nüfusunu kullanarak medya vasıtasıyla siyasi baskı altına alır, yine sorunu halleder. Bugün sosyal çalışmacıların biraraya geldiği örgütlenme benim gibi siyasi görüşü olmayanlar için, kesinlikle uğranılmaması gereken bir parti gibi birşey.Tabi iktidarın görüşü de ortadayken, bunların etkinliklerinin neredeyse olmaması hatta varlıklarının bile mesleğe eksi getirmesi olağan. Velhasılı kelam, bu meslek sahipsiz bu meslek siyasilerin elinde çarçur edilmiş bu meslek bitmiş. Sırf yukarıda anlatılan göz göre göre kadrolaşma yapılan bu meslekten o okulda okuyan öğrenciden hayır beklememeli bu ülke. Bunlar ancak çamaşır makinası dağıtır.

  4. .... diyor

    yıllarca tek bir üniversitesinin tekelinde olan bir bölüm son yıllarda bunun sancısı çekmektedir çekecektir de…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Anti-Spam Quiz: