İslamiyette Sosyal Yardımlaşma Uygulaması: Sadaka Taşları

2

Sosyal hizmet alanında, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın güzel örneklerinden birisi “Sadaka Taşları”dır. İnsan onurunun göz önüne alındığında çok ince bir düşünceden çıkan bu uygulama, insanlarımızı incitmeden yardımlaşmasını gündeme getirmiştir.

Sadaka Taşları Osmanlı İmparatorluğunun hâkim olduğu coğrafyada kullanılmış, günümüzde ise koruma altına alınması gereken kültürel varlıklar arasına girmiştir. Sadaka taşları dönemlerine göre genellikle bir veya iki metreye yakın boylarda, yuvarlak, dikdörtgen, sade ve motifli olarak üretilmiştir. Taşların tepe noktaları bozuk paraların konulacağı şekilde kavislendirilmiştir. Günümüze gelinceye kadar taşların işlevlerini bilmeyenler tarafından ya sökülmüş yahut dolgular nedeniyle bu taşlar kaybolmuşlardır. Bir kısmının üst kısmındaki kavisli bölümü yıpranmalar nedeniyle kaybolmuşlardır.

Bu taşlar genellikle Selatin camilerin (padişah ailesince yaptırılmış, iki ve daha fazla minaresi olan camiler) yanına diklemesine olarak konulmuştur. Sadaka taşları cami, medrese, tekke, çeşme başları, hatta cellât mezarlıkları yanlarına konulmuştur.

Sosyal hizmetler açısından konuya yaklaştığımızda Eyüpsultan Mezarlığı içerisindeki cellât mezarlığındaki sadaka taşı, Üsküdar Miskinler Tekkesindeki sadaka taşları işlevleri açısından önem taşımaktadır. Cüzamlıların bakıldığı miskinler tekkesi yakından geçen halk sadakalarını sadaka taşına atarlardı. “Tekkenin cümle kapısı önünde üstü oyuk, yarım adam boyu kadar uzunlukta 10- 15 kadar taş sütun vardı.  Gelen geçen bu oyuklara sadaka bırakırlardı. Para taşın çukuruna düşer düşmez, içeriden bunu gören bir miskinin iflareti üzerine yine pencerelerinden uzanan miskinler hep birden ‘Amin’e başlarlardı.›. Toplanan paralar bir sandıkta biriktirilir ve haftadan haftaya açılarak miskinler arasında pay edilirdi.” İbaresi literatüre girmiştir.

Sadaka taşları bölgelere göre değişik isimlerle anılmıştır, zekât kuyusu, zekât taşı, dilenci mihrabı, hayrat deliği ilk akla gelenler arasında yer almaktadır.

Sadaka taşları uzun yıllar korunmaya muhtaç insanların ve yoksulların onurlarının kırılmadan ihtiyacı kadar parayı aldıkları bir sistemi getirmiştir. Genellikle camiye gidenler ceplerinde bulunan bozuk paraları Sadaka Taşlarına bırakmış, fakirler ise akşam karanlığında bu taşların yanına gitmişler ve bırakılan paralardan ihtiyacı kadarını almıştır. İstanbul anılarını yazan bir seyyahın bir hafta gözlemesine karşın sadaka taşındaki paraya el sürülmediği aktarılmıştır.

Bilindiği gibi cellâtlar can almaları nedeniyle Osmanlı’da dışlanmış bir gurubu oluşturmuşlardır. Cellâtlar genellikle yerleşim yerinden uzak mezarlıklarda, isimlerinin olmadığı sadece mezar başlarında bir taşın olduğu şekilde defnedilmişlerdir. Belirli zamanlarda mezarlıkları ziyaret eden kişiler cellât mezarlığı kenarına konan taşlara para bırakarak cellâtların çoluk, çocuklarının geçinebilmesi için sadakalarını buraya bırakmışlardır.

Özetlemek gerekirse; sosyal refah ve sosyal hizmet sisteminde “Sadaka Taşı” günümüze kadar araştırılmayan konular arasında yer almaktadır. Doğrudan nakdi yardımın sağlanması ve insan onuruna verilen saygı açısından “Sadaka Taşları” sosyal hizmet felsefesine çok uygun bir yöntemdir. Dileğimiz bu konunun sosyal hizmet bölümlerinde gündeme getirilerek ayrıntılarıyla incelenmesidir.

Sadaka taşı resmi http://www.vgm.gov.tr/08_KulturelFaaliyetler/002_Muzeler/kastamonu.cfm adresinden alınmıştır.
2 Yorumlar
  1. ALİ diyor

    sadaka taşı üzerinde israil bayrağı motifinin olması çok ilginç açıklayabilirmisiniz

  2. Bilal TAMER diyor

    Ecdadın kimseyi incitmeden nazikane bir şekilde yerleştirdiği güzel bir sosyal yardımlaşma uygulaması örneği. “Veren el alan elden üstündür.Hadis.Teşekkürler Turgay bey.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.