Bayburt Müslüman Dilendirmez Cemiyeti

0

Bayburt Müslüman Dilendirmez Cemiyeti; toplumla çalışma, sosyal yardımlaşma, yerel yönetim açılarından tarihimizdeki ilginç sosyal hizmet çalışmalarından birisidir.

Bu çalışmanın ayrıntıları bir ölçüde Tunalı Hilmi Bey’in yaşam tarzı ve felsefesi ile kesişmektedir.Hilmi Bey genç yaşta yurt dışına çıkmış, birçok basılı yayını gerçekleştirmiş, cemiyet ve parti kurma çalışmalarına aktif olarak katılmıştır. Osmanlı Meclisi Mebusanında ve TBMM’de Milletvekili olarak görev yapmıştır.

Hilmi Bey Bayburt Kaymakam’lığı sırasında bölgede işsizliğin hızla yayıldığını ve dilenciliğin büyük boyutlara ulaştığını görmüştür. Sosyal sorunlara olan duyarlılığı nedeniyle 1913 yılında Bayburt’un ileri gelenlerinden oluşturduğu bir grup ile “Bayburt Müslüman Dilendirmez Cemiyeti”ni kurmuştur.

12 Maddelik nizamnamede cemiyetin amacı şu başlıklar toplanmıştır.

– İşin işletmenin dostudur. İşsizliğin, dilenciliğin düşmanıdır.

– Cemiyet her işsize iş bulmaya borçlu değildir.

– Cemiyet, münasip gördüğü iş işlemeyenden hemen elini çeker.

– Cemiyet 15 yaşından aşağı, yukarı itibariyle yazın 40, 60; kışın 60,80 parayı geçmemek üzere gündelik verir.

– Cemiyet yardımları “Dilendirmezler Ocağı” adıyla anılan,  en az 5 azadan oluşan idare heyeti kanalıyla götürür.

– Kararlar ekseriyetle, “Güçsüz Kararı” azanın dörtte üç reyiyle verilir.

– Dilendirmezler, gönüllerinde “kat’i bir merhamet”, ruhlarında “Müslüman dilenmez, dilendirmez” emelini taşırlar.

Cemiyetin çalışmalarına ilişkin yeterli kaynak olmasına karşın; yoksullukla mücadele, yardımların sistematik bir yapıda ve sosyal inceleme esasıyla sürdürülmesi cemiyetin ve Tunalı Hilmi Bey’in konuya verdiği önemi göstermektedir.

Bayburt Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti Nizamnâmesi

Madde-1: Bayburt’ta “Bayburt Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti” adıyla bir cemiyet kurulmuştur.
Madde-2: Cemiyet kısaca söylemekle maksadını bildirmiş, hatta husûle gelmis olmak ümidini besleyerek ilan eder ki; İşin, islemenin dostudur; issizliğin, dilenciliğin düşmanıdır. İmdi işsizliği bahane edinerek dilenciliğe girişmiş, yahut girişecek olanlara iş bulmayı sadakanın en makbulü gibi tutar.
Madde-3: Cemiyet her işsize iş bulmağa borçlu değildir. Yaşça, başça, saglamlıkça, sanatça, işçilikçe ve her türlü yasayışça göze çarpar bir halde güçlü bulunanlar, Cemiyet’e kat’iyyen sığınamazlar. Cemiyet yalnız bir hastalık, bir felâket, belki de bir talihsizlik yüzünden düşmüş olanlara açıktır.
Madde-4: Cemiyet münâsip gördüğü bir işi işlemeyenden hemen elini çeker. Eğer o kimseyi dilencilikte görür ise hükûmet vasıtasıyla derhal cezalandırır.
Madde-5: Köylü dilenciler, dilenciliklerine köylerinde de asla müsaade edilmemek, fakat köylüleri tarafindan hallerine göre geçinmeleri temin edilmek üzere köylerine; kazal olmayan dilenciler ise Kazadan disariya hükûmet vasitasiyla tard ettirilir.
Madde-6: Cemiyet, şehirli güçsüzlere nüfus başına on beş yaşından aşaği, yukarı itibarıyle yazın 40, 60; kışın 60, 80 parayı geçmemek üzere gündelik verir. Güçsüz; hem kendisi, hem de nafakasi şer’an üzerine vacip kişileri besleyemez olanlardır. Nafakası şer’an üzerine vacip kişileri besler olan bir güçsüze bakmalariı için şer’iyye’ye müracaatla işini neticelendirmek de Cemiyet’çe bir vazifedir. Cemiyet bu vazifelerini “Dilendirmezler Ocağı” adıyla anılır bir idare heyeti marifetiyle görür.
Madde-7: “Dilendirmezler Ocaği” ihtiyaca göre umûmî ictimalarda azaltılır, çoğaltılabilir, fakat en azdan (5) azadan mürekkeptir: Biri, birinci reis, biri de ikinci reisdir; Biri, başkâtip, biri müfettiş, biri de sandikkârdır. Öbürleri Ocak âzâsıdırlar. Haftada bir kere muntazaman baskâtipliğin davetiyle de fevkalâde olarak toplanırlar. Kararlarını ekseriyet, fakat (Güçsüz karari) mevcut azasının dörtte üç re’yiyle verirler. Bunun kararı olmaksızın bir akça sarf edilemez. Reisler, Cemiyet’in de reisleridir. Birinci reis daima belde müftîsidir; ikinci reisle beraber Cemiyet’in haricde mes’ulleridir. Baskâtip muhaberatla hesâbin gayr-i kuyûdatdan; Müfettiş, tahkîkatla güçsüzlere müteallik tahavvülatdan; Sandıkkâr, tahsîlatla hesâbatdan, Cemiyet’in de dahilde mes’ulleridir.
Merci’, vasıta baskâtiplikdir. Müracaat eden, bir yoksul ise baskâtiplikden bir (Hüviyet kâğıdı) alır; Müfettişliğe götürür.. Muamele, “Dilendirmezler Ocağı” kararıyla biter. Ocağın birinci reisden mâ’adâ azası altı ay için umûmî içtimalarda intihab olunurlar.
Madde-8: Umûmî içtimalar Ağustos’la Şubat’ta olmak üzere yılda iki defa, reisliğin içtima gününden on beş gün evvel, Kaza’daki bütün Cemiyet azasına gönderilecek davetiyelerle vuku’ bulur. “Dilendirmezler Ocağı’nın üçte iki, yahut Cemiyet’in Kaza’daki azasının üçte biri tarafından baskâtipliğe verilecek mazbata üzerine de fevkalâde olarak vâki’ olur”. Geçmiş, gelecek altı aylık işler, hesaplar, terakkîler hakkında malumat alınır, görüşülür, karar verilir, intihâplar yapılır. Azadan fevkalâde bir fakirliği görülenlere mukabele vazifesi de îfa olunur.
Madde-9: Aza: “Sâîler, Dilendirmezler” adiyla iki koldur: Saîler: Cemiyet’e duhûliye olarak en azdan bir çeyrek mecidiye “Sâîler sadakası” verip yazılanlar, her nerede olur ise olsun “Müslüman dilenmez, dilendirilmez” emelini takip etmek, ettirmek vaadinde bulunanlardır, Kazada mukim Bayburt kazalılar bu kısma yazılamazlar.
Dilendirilmezler: Nereli olursa olsun, Cemiyet’e girerken en azdan bir çeyrek mecidiye (Dilendirmezler sadakasi); hem girdiğinin ilk ayında, hem de her senenin Mart’la, Eylül’ünde en azdan yarımşar mecidiye “Aylar sadakasi” verenlerdir. Sadakasını zamanında vermeyen istifasını vermiş sayılır. Cemiyet’e yine girebilirse de yine dilendirmezler sadakasi (duhûliye sadakasi) verecekdir. Koldan kola geçen de en az(in)dan bir çeyrek mecidiye verir. Dilendirmezler, gönüllerinde “Kati bir merhamet”, ruhlarında da “Müslüman dilenmez, dilendirilmez” emelini taşırlar… Kim ki rast geldiğine sadaka vermekden kendisini alamaz; der’akab za’finin keffâreti olmak, yani acıdığıı kimseyi düşkünlükten mutlak surette kurtarmak emeliyle, vazifesiyle hükûmete, yahut Cemiyet’e haber verir. Vermezse ikinci bir keffâret karşısında bulunarak Cemiyet sandığına hemen bir yıllık zekâtını, sadakasını yatıracaktır.
Madde-10: Cemiyet, azası yedi kişiye kadar inmiş, bunların da re’yleri birleşmiş ise feshedilebilir. Yine o şart ile ki fesh kararını verenler, Cemiyet’in bütün varını alarak Edirne’ye gidecekler, orada ömürlerinin sonuna kadar İslâm yoksulları için  çalışacaklardır.
Madde-11: Bu nizamnâme Cemiyet azasının Kaza’da mevcut üçte iki re’yiyle tadil edilebilir.
Madde-12: Cemiyet’in mührü, nizamnâmesi, kendisi, hükûmetçe tanınmıştır.

Sene 25 mübarek Ramazan sene 331             15 Agustos  329 (1913)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.